“Azınlık olarak hak ettiğimiz ekonomik ve toplumsal kalkınmadan mahrum bırakılıyoruz”
SİRİZA Rodop İli Koordinatör Vekili ve milletvekili adayı Özgür Ferhat, “Azınlık toplumu olarak çok çalışkan olmamıza rağmen hak ettiğimiz ekonomik ve toplumsal kalkınmadan mahrum bırakılıyoruz. Yeniden düzenlenen ticari ortamda gerekli siyasi inisiyatifleri alıp Batı Trakya’yı hak ettiği noktaya taşıma kararlılığındayız” dedi.
ÜLKÜ’ye milletvekili adayı Özgür Ferhat, “Binlerce Batı Trakya Azınlık üreticisinin ve ailelerinin ana geçim kaynağını oluşturan tütün üretimi ne yazık ki hak ettiği marka değerini alamamıştır. Binlerce insanı kaderine terk etmek ne benim ne de partimin siyasi literatüründe yer almamaktadır” ifadelerini kullandı.
İşte Özgür Ferhat ile yaptığımız röportaj:
ÜLKÜ: Seçimlerden bugüne kadar, siyasi ve benzer çalışmalarınız nasıl gidiyor, hangi aşamadasınız, neler söylemek istersiniz?
Özgür FERHAT: Öncelikle sizinle bu kadar samimi bir söyleşide bulunmak beni ziyadesiyle memnun ve mutlu etti. Sizin aracılığınızla bir kez daha soydaşlarımızla olan siyasi ve toplumsal iletişim ve diyalog kanallarımızı kuvventlendirdiğimize ve yıllardır halkımızla birlikte inşaa ettiğimiz gönül bağlarımızın sesi olduğunuz için sizlere teşekkür eder ve bu vesileyle Batı Trakya Azınlığımızın ve tüm İslâm âleminin mubarek Ramazan ayının kutlu olmasını dilerim.
Sorunuza gelince yakın geçmişe döndüğümüzde 7 Temmuz 2019 seçimlerinin ülkemiz, bölgemiz ve bilhassa soydaşlarımız adına bir kırılma noktası olduğunu belirtmek isterim. Argümanlara dayanan bu tespitimi de o tarihten günümüze kadar yaşanan gelişmeleri, siyasi ve toplumsal olayları göz önünde bulundurarak yapmaktayım.
Kısa bir parentez açmak gerekirse, uzun yıllar yöneticiliğini yaptığım partim SYRİZA’dan milletvekili adayı olduğum güne kadar uzun bir siyasi süreç geçirdiğimi ve bu süreçte asli görevimin bölgemizin ve insanlarımızın kurumsal, toplumsal ve ekonomik problemlerine çözüm üretmek olduğunu ve mücadelemizin başarılı olma şartının artık kalıplaşmış parlamenter sistemde Batı Trakya’nın ve soydaşlarımızın ihtiyacı olan unsurun, yaptırım gücü yüksek, hükümet partisi olan SYRİZA’nın içinden gelen ve gerekli yöneticilik ve idari bağlarını oluşturmuş biri olarak, toplumun yararı için fikir üretip uygulanmasını sağlayan ve nihayetinde azınlığın güçlü sesi olup, üst düzey siyasi temsiliyetini üstlenme şerefine nail olan bir siyasetçi olmayı hedeflemektir.
İlk defa aday olmama, yaşımın gençliğine ve ülke genelinde partimin oy oranının düşmesine rağmen soydaşlarımızın binlerce oy vererek onayını ve desteğini almış olmam, seçimlerden sonra daha büyük bir sorumluluk üstlenmeme neden olmuştur. Bu neticede siyasi olarak olgunlaşıp, verilen her oy bir vatandaşımızın namusudur, şerefidir, geleceğe umududur diyerekten var gücümle siyasi çalışmalarıma devam etme kararı aldım.
Unutmamalı ki, soydaşlarımız seçim gecesinin sabahına kadar Özgür Ferhat’a ve SYRİZA’ya temsiliyetini emanet etmişti. Ne yazık ki elimizde olmayan nedenlerden dolayı bu durum değişti ve biz yine yeniden mücadelemize çok daha güçlü ve azimli çalışarak devam etme kararını aldık.
Halkın içinden gelen biri olarak ilk icraatım kendi insanıma, soydaşlarımıza dönüp devam etmek için onay istemek oldu. Gelişmelerden en az benim kadar üzgün olan insanlarımız bana umut ışığı olup bu mücadelede yalnız olmadığımı hatırlatınca geriye devam edip hak ettiğimizi almaktan başka da bir seçenek kalmıyordu aslında. Tüm köylerimizi ve idari merkezimiz Gümülcine şehrimizin her noktasını ziyaret edip yerel ve santral siyasi konuları istişare etme fırsatımız oldu. Bunun yanı sıra toplumsal etkinliklere katılarak siyaset üstü insani bağlar kuruldu ve küçük yada büyük bölgeyi ilgilendiren tüm gelişmelerde siyasi varlığımızı ortaya koyduk.
Son olarak bu konuda değinebileceğim bir nokta artık yeniden seçim öncesi aşamasında olduğumuzu söyleyebilirim ve tüm gücümüzü hedeflediğimiz seçim çalışmalarına ve istenen sonuca kullandığımızı belirtmek isterim.
ÜLKÜ: Başta ülke ekonomisi olmak üzere bölge ekonomisi ne durumdadır, bir durum değerlendirmesi yapar mısınız?
Özgür FERHAT: Ülkemiz Yunanistan’ın uzun yıllar ağır ekonomik kriz altında olması ve yıllarca uygulanan yanlış politik programlara maruz kalması ülkeyi ve vatandaşları bir girdabın içinde tutsak bırakmıştır. Tüm iyi niyetiyle ve samimiyetiyle Aleksis Çipras hükümeti 2015-2019 yıllarında bu kötü gidişata son verse de, yönetimi devralan Miçotakis hükümeti yeniden ülke ekonomisini programsız ve inisiyatifsiz bir şekilde uçuruma sürüklemekten çekinmemiştir. Dolayısıyla global ekonomik krizin karşısında dayanıksız ve kırılgan bir ülke ekonomisi ortaya çıkmaktadır. Bunların yanı sıra Rusya Ukrayna Savaşı’nın sonuçları ülke ekonomimize direk temas ederek durumu daha da vahim bir hale getirmektedir.
“AZINLIK TOPLUMU OLARAK HAK ETTİĞİMİZ EKONOMİK VE TOPLUMSAL KALKINMADAN MAHRUM BIRAKILIYORUZ”
Bölgemizin ekonomik koşullarına gelince, Rodop ili için konuşacak olursak yıllardır Avrupa ve Yunanistan genelinde en fakir bölge olma statüsünü korumakta. Bu durumun sonucu da binlerce soydaşımızın ailelerine bakabilmek ve çocuklarına yaşanabilir yarınlar yaratabilmek için yaşadıkları toprakları terk edip ekonomik göçe zorlanmalarıdır. Yaşam kalitesinin ve şartlarının düşük olduğu bölgemizde temel ekonomik unsurların toplumun güncel hayatının beklentilerini karşılamadığını görmekteyiz. İnsanlarımızın büyük çoğunluğu birincil üretimden geçim kaynaklarını sağladığından bu sektörün çökmesi bölgede zincirleme ekonomik karambole yol açmıştır. Bunun yanı sıra toplum bir bütün olmadığından azınlığın büyük bir bölümü ekonomik kalkınmadan yer alamamıştır ve fayda elde edememiştir. Olası büyümede geride kalıp azınlık toplumu olarak çok çalışkan olmamıza rağmen hak ettiğimiz ekonomik ve toplumsal kalkınmadan mahrum bırakıldığımızı söyleyebilirim.
“BÖLGEMİZİN ÖZELLİKLERİNİ ÖN PLANA ÇIKARAN KARŞILAŞTIRMALI AVANTAJLARIMIZIN EKONOMİK KALKINMA YÖNÜNDE KULLANILMASI ARTIK KAÇINILMAZDIR”
Öneri olarak ciddi siyasi adımların atılıp yeni bir ekonomik ve kalkınma planının oluşturmasının şart olduğunu söyleyebilirim. Bölgemizin özelliklerini ön plana çıkaran karşılaştırmalı avantajlarımızın ekonomik kalkınma yönünde kullanılması artık kaçınılmazdır. Üretilen ürünlerden tutunuz kullanılan hizmet kanallarına, yaş oranlarına göre kullanılabilecek mevcut insan gücümüzü en iyi şekilde değerlendirip yeni bir üretim ve ekonomik modele geçmemiz gerekir. Aksi takdirde aile gelirlerimizin gittikçe küçüldüğü bu ortamda ekonomik yahut da toplumsal olarak refaha varmamız neredeyse imkansız gözükmektedir.
“BATI TRAKYA’YI HAK ETTİĞİ NOKTAYA TAŞIMA KARARLILIĞINDAYIZ”
Burada şunu belirtmek isterim ki; Batı Trakya’yı yaşamaya değer bir bölge haline getirmemiz buradaki genç nesilleri kendi topraklarında yaşamlarını sürdürmeye ikna etmemiz gerekir. Aksi takdirde toplumun can damarı olan gençlerimiz mecburi göçe zorlanacaktır. Bu da beraberinde toplumsal yapımızın erozyona uğramasını sağlayıp en önemli özelliğimiz olan birlik, beraberlik ve toplumsal dayanışma unsurlarımızın zayıflamasına veya yok olmasına yol açacaktır. Bölgesel kalkınmanın yanı sıra Trakya birincil üretimde üst kalite tarım ürünleri ve hayvan besiciliği alanında, enerji, taşımacılık, lojistik anlamında başrol oynayabilecek bir coğrafi yapıya sahipken komşu ülkelerle (Türkiye, Bulgaristan) vs, yahut da iç pazar aracılığıyla veya Avrupa’ya ve global pazarlara açılan ticari yollardan mahrum bırakılmıştır. Bir hedefimiz de bu olumsuz gelişmenin önüne geçmek olacaktır. Yeniden düzenlenen ticari ortamda gerekli siyasi inisiyatifleri alıp Batı Trakya’yı hak ettiği noktaya taşıma kararlılığındayız.
ÜLKÜ: Bölge halkının en önemli geçim kaynaklarından biri olan tütün konusunda neler söylemek istersiniz, ayrıca son dönemde bir çok ailenin tütün üretiminden uzaklaştığı ifade ediliyor, bu konuda bilgilerinizi okuyucularımızla paylaşır mısınız?
“AZINLIĞIN EN ÖNEMLİ ANA GEÇİM KAYNAĞINI OLUŞTURAN TÜTÜN ÜRETİMİ NE YAZIK Kİ HAK ETTİĞİ MARKA DEĞERİNİ ALAMAMIŞTIR”
Özgür FERHAT: Daha öncede belirttiğim gibi bölgemizin temel geçim kaynağı ve ekonomisinin çoğunlukla dayandığı alan tarım ve birincil üretimdir. Azınlık tarımı dendiğinde ise hiç kuşkusuz üretimimizin lokomotifi olan tütün başta gelmektedir. Tütünün ticari ve maddi değeri geçmişte Azınlık insanına büyük destek sağlamıştır. Fakat en önemli detay yıllar içinde suni nedenlerle tütünün değerinin gittikçe düşmesi ve kalite açısından yüksek satış gücüne sahip Batı Trakya tütününün gerekli üretici çıkış fiyatlarını yakalayamamasıdır. Binlerce Batı Trakya Azınlık üreticisinin ve ailelerinin ana geçim kaynağını oluşturan tütün üretimi ne yazık ki hak ettiği marka değerini alamamıştır ve böylelikle masraflı üretimler arasına girerek gerçekten kazandırabileceği gelir kapasitesinin çok çok altına düşmüştür. Bu süreçte alıcı firmaların, pazarlamasını yapanların, üretici topluluklarının ve kooperatifleşmenin öneminin rolü aşikârdır. Tütün gibi bir ürünün işleme alanı geniş bir yelpazeye sahiptir, dolayısıyla ilaç ve tıbbi alandan tutunuz, parfüm ve tütün malzemeleri üretimine kadar uzanmaktadır. Bölgemizde üretilen tütün üçüncü derece işleme esnasında dünyanın en iyi harmanlarına büyük katkı sağlasa da ne yazık ki gerçek piyasa değerinden çok daha düşük fiyata satılmaktadır. Bu da doğal olarak üreticimizin ve ailelerinin ağır ekonomik hayat koşulları altında ezilmelerine yol açmaktadır. Yıllarca uygulanan yanlış tarım politikalarının ve bölge yönetici ve siyasetçilerinin vurdumduymaz ve sorumsuz tutumlarının kurbanıdır aslında tütün ve üreticisi. Yakın tarih üretim verilerine baktığımızda 2017 yılında 60 bin dönüm tütün işlenmekte ve 8000 ton ürün elde edilmekte fakat 2018 yılına gelindiğinde son 30 yılın tütün üretimindeki en büyük felaketi yaşanmaktadır. İklim koşullarının üründe hastalığa yol açması elde edinilen tonajı yüzde elli düşürmektedir. Üreticiler üzerinde yıllarca oluşan ekonomik yükü bu yaşanan olay iyice ağırlaştırmıştır. Siyasi refleks gösterip SYRİZA hükümeti olarak maddi destekte bulunmuş olsak ta yıllardır yıpranmış olan üreticilerimizin bir kesimini tütün üretiminden uzaklaşması ne yazık ki kaçınılmazdır. Neredeyse 6000 azınlık ailesi tarafından işlenen tütün ve 60 bin dönüm mevcut araziden 35 bin civarına düşmüştür ve üreticilerde yenilenme olmamıştır. Aksine çıkmaza giren insanlarımız çaresizlik içinde yurt dışına tersanelerde, fabrikalara inşaatlara ve oradaki tarım alanlarında çalışmak üzere aileleriyle birlikte ekonomik göç yoluna düşmek zorunda kalmışlardır. Bu gelişmeler üzerine otomatikman bölge ekonomimiz küçülmüştür ve diğer tüm ekonomik alanları etkisi altına almıştır. En büyük sıkıntı da sayıca küçülmüş ve daralmaya yüz tutmuş bir toplum olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmamız. Son iki yılda bölgemizde 940 ailenin tütün üretimini bıraktığı tespit edilmiştir. Diğer iş alanlarının kısıtlı olması ve tütüne paralel ürünlerin işlenmesinin güç olduğu bir aşamada insanlarımız çok zor durumlarla karşı karşıya kalmışlardır. Bunları göz önünde bulundurduğumuzda kısa zaman içerisinde tütün üretiminin yok olmakla kalmayıp beraberinde soydaşlarımızın bölgemizi mecburi terk etmeleri tehlikesiyle karşı karşıya kalmaktadır. Bu konuda da acil siyasi inisiyatifleri almaya hazır olduğumuzu, ulusal tarım ürünleri arasında Batı Trakya tütününün Brand name alması gerektiğini, yine ulusal ve Avrupa fonlarından garantili üretim yapılmasını, üretim maliyetini ve tütün üreticilerinin günlük hayatında kamu ve özel sektörle olan ekonomik yüklerinin hafifletilmesini ve yöresel ürün olarak doğru tarım politikalarıyla korunmasını sağlamak amacındayız. Öte yandan tütüncünün ekonomik zafiyetini fırsat bilip yararlanmaya çalışan ticari ve politik unsurlara karşı da mücadelemiz devam etmektedir. Toplumumuzun bel kemiğini oluşturan tütüncülerimize sahip çıkmak ve tarım coğrafyasındaki hak ettikleri yere gelmelerini sağlamak uygulayacağımız doğru ve gerçekçi siyasetten geçmektedir. Binlerce insanı kaderine terk etmek ne benim ne de partimin siyasi literatüründe yer almamaktadır.
ÜLKÜ: Son olarak, Batı Trakya Türk Azınlığına veya bölge halkına hangi mesajı vermek istersiniz?
“YAŞAYABİLECEĞİMİZ BİR BATI TRAKYA’DA EL ELE HEP BİRLİKTE KAZANACAĞIZ”
Özgür FERHAT: En samimi duygularımla belirtmek isterim ki; halkıma karşı olan vefa borcumun da, bölgeme karşı olan siyasi sorumluluğumun da bilincinde olup toplumumuzun yararına çalışmaya ve mücadele etmeye devam edeceğim. Geçirdiğimiz bu zor dönemlerde doğru yapılan siyasetin ne kadar mühim olduğunu görmekteyiz. Azınlık siyasetinin ve özellikle üst düzey siyasi şahısların icraatları tutarlı, çok yönlü ve özel hassasiyetlerimize dayanarak yapılması taraftarıyım. İnsanlarımıza yalnız olmadıklarını, bu zorlu süreçte yanlarında olduğumu hatırlatmak isterim. Batı Trakya Azınlığımız artık klişeleşmiş siyasi durumlardan kurtulmak zorunda olduğunu, yeni dönemde verimli siyaseti seçenlerle yola devam etmesi gerektiğinin farkında ve bunun sinyalini 2019 seçimlerinde şahsıma ve partim SYRİZA’ya gösterdiği güvenoyuyla vermiştir. Sizlere ve tüm halkımıza teşekkür ederim. Yaşayabileceğimiz bir Batı Trakya’da el ele hep birlikte kazanacağız.