Ana SayfaBatı Trakya HaberHaberler

Seçek etkinlikleri yoğun katılımla gerçekleşti

03/08/2025

Seçek Azınlık Eğitim ve Kültür Derneği tarafından düzenlenen Seçek Yağlı Güreşleri ve Kültürel etkinlikleri 1-3 Ağustos tarihleri arasında gerçekleştirildi.

3 Ağustos Pazar günü Mehrikoz köyü sahasında düzenlenen kapanış etkinlikleri yoğun katılımla gerçekleşti. Binlerce soydaşın katıldığı etkinliklere Türkiye’nin Gümülcine Başkonsolosu Aykut Ünal ve eşi İlayda Ünal, Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu Başkanı ve İskeçe Müftüsü Mustafa Trampa, Gümülcine Müftüsü İbrahim Şerif, Yeni Sol Rodop Milletvekili Özgür Ferhat, Kozlukebir Belediye Başkanı Erdem Hüseyin ile azınlık kurum ve kuruluş başkan ve temsilcileri katıldı.

Etkinliğe ayrıca Türkiye’den Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Koordinatörü Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanı Danışmanı Nuri Güçtekin, Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği Genel Başkanı Hasan Küçük, Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği İzmir Şube Başkanı Mümin Durmuş, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Genel Sekreteri Naci Sarıaslan ve öğretim üyeleri Cem Vakfı Genel Müdürü Horasan Erenler Dernekler Federasyonu Genel Sekreteri Gazi Üniversitesi öğretim üyeleri, Ankara Üniversitesi öğretim üyeleri, İnönü Üniversitesi öğretim üyeleri, Konya Selçuk Üniversitesi öğretim üyeleri ve Edirne Ticaret Borsası meclis üyeleri katıldı.

SEÇEK AZINLIK EĞİTİM VE KÜLTÜR DERNEĞİ BAŞKANI NECMETTİN KAHYA

Etkinliğin açılış konuşmasını SEÇEK Derneği Başkanı Necmettin Kahya yaptı. Seçek etkinliklerinin önemine vurgu yapan Kahya, geçmişte vefat eden Alperenler ve bu davada şehit düşenler için tüm katılımcıları bir dakikalık saygı duruşuna davet etti.

“YENİ BİR TÜRETEN BU KANUNU ASLA KABUL ETMİYORUZ”

Daha sonra bu etkinliğin gerçekleşmesinde başta yönetim kurulu olmak üzere, çalışma arkadaşlarına teşekkür eden Kahya, Batı Trakya’da Bektaşi – Alevi soydaşlara ayrı özel tüzel kişilik verilmesini öngören yasa tasarısıyla ilgili olarak, “Mecliste görüşülen ve sonrasında kanunlaşan bu yasa, azınlığımızı bölmeye yönelik bir girişimdir. Statüsü Lozan Antlaşması ile belirlenmiş Batı Trakya Müslüman Türk azınlığının içinden bir grubu ayırarak yeni bir azınlık türeten bu kanunu kabul etmediğimizi belirtmek istiyorum.” diye konuştu.

SEÇEK AĞASI ALİ KOÇ

2025 Seçek Ağası Ali Koç tüm katılımcıları selamlayarak başladığı konuşmasında, “7 asırlık bu kültürümüzün ve geleneğimizin devam edebilmesi için mutlaka birileri Ağalık görevini üstlenmesi gerekmektedir. Bu ilk şartlarımızdan biridir 4 Ağustos 2024 tarihinde üstlenmiş olduğum bu görevi Allah’ın izniyle ve sizlerin de desteğiyle ama bugün tamamlamış olacağım. Bana destek veren başta kendi ailem olmak üzere, yanı sıra komşularım, akrabalarım, dostlarım, herkese ayrı ayrı teşekkür ederim. Herkesten Allah razı olsun. Biraz sonra başlayacak olan güreşlerimize, bütün pehlivanlarımıza başarılar diler, sakatlıksız bir gün geçirmelerini temenni ederim. Ayrıca kültürümüzü yaşatmak için bunu organize eden Seçek Azınlık Eğitim ve Kültür Derneği Başkanımız Necmettin kahya ve tüm yönetim kurulu üyelerine, aynı şekilde Kozlukebir Belediye Başkanımız Erdem Hüseyin, ve Mehrikoz Bölgesi Sorumlusu Osman Osman’a teşekkür ederim.” ifadelerine yer verdi.

KOZLUKEBİR BELEDİYE BAŞKANI ERDEM HÜSEYİN

Kozlukebir Belediye Başkanı Erdem Hüseyin konuşmasında, “Batı Trakya’da yaşayan Müslüman Türkleri ayakta tutan din, dil ve geleneklerdir. Bunlardan biri yıkıldı mı, artık o millet diğer milletlerin içinde erimeye mahkumdur. O yüzden bu tür manevi ve kültürel değerlerimize her zaman sahip çıkıp yaşatmalıyız. Bizleri biz yapan din ve dil bütünlüğümüzün yanısıra bu tür kültürel değerlerimiz, gelenek ve göreneklerimizdir.” dedi.

Bu tür etkinliklerin önemine vurgu yapan Hüseyin konuşmasına şöyle devam etti:

“BUNDAN SONRA DA BİRLİK VE BERABERLİĞİMİZDEN ASLA ÖDÜN VERMEYECEĞİZ”

“Bu etkinlikler Ahmet Yesevi’den, Hacı Bektaşi Veliden, Horasan erenlerinden gelen ve manevi bir boyutu da olan kültürel bir etkinliktir.” Bu tür etkinlikler bugün de olduğu gibi birlik ve beraberliğimiz adına her şeyin önünde gelir. Bizler aynı kıbleye yönelen insanlar olarak, bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da beraberliğimizden asla ödün vermeyeceğiz. Dolayısıyla 7 asırdır günümüze kadar süre gelen böyle bir kültürel değerin, böyle bir kültürel zenginliğin yaşatılması adına elimizden gelen gayreti göstereceğimize; ben bölgenin bir belediye başkanı olarak her zaman sizlerin yanında yer almaya hazırım. Bizler var oluşumuzdan bugüne kadar inandığımız değerler bütününden hiç bir zaman taviz vermedik, bundan sonra da vermemiz asla söz konusu olmaz. Böyle bir durumu medet uman kimseler her zaman hüsrana uğramaya mahkumdurlar.”

BTTDD GENEL BAŞKANI HASAN KÜÇÜK

“SEÇEK BİR KÜLTÜRDÜR, BİR MİRASTIR, BİR HAZİNEDİR, SEÇEK BİR KİMLİKTİR”

Etkinliğe Türkiye’den katılan Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği Genel Başkanı Hasan Küçük, “Bugün burada kadim Seçek Yaylası’nın bereketli topraklarında ortak geçmişimizin ve kültürümüzün sembolü haline gelmiş bu anlamlı buluşmadan sizlerle bir araya gelmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Seçek sadece bir yayla değildir. Seçek tarihtir, Seçek hatıradır, Seçek kültürdür, Seçek kimliktir. Bu öyle güçlü bir kimliktir ki, yaklaşık yedi asırdır Batı Trakya Türk azınlığının birlikliğini, kardeşliğini, en saf duygularla yaşattığı bir anlayışın taşıyıcısı olmuştur. Seçek bu yönüyle sadece geçmişimizi değil, bu günümüzü ve yarınımızı da anlamlandıran bir değerdir. Seçek dediğimiz gibi bir kültürdür, bir mirastır, bir hazinedir. Ve hepsinden önemlisi; İslamiyet’i, tarihi ve bu toprakların ruhunu bilmeyenlerin yüzüne inen bir tokattır.

İki gün önce Ruşanlar’da, bir yetkilinin yaptığı talihsiz konuşmayı büyük bir üzüntüyle dinledik. Dedi ki: “Bugün Bektaşilik, din olarak tanınmanın mutluluğunu yaşıyor.”

Hayır Sayın Yetkili! Bektaşilik bir din değildir! Bektaşilik, İslamiyet’le vardır ve İslamiyet’in özünden doğmuştur. Asırlardır bu topraklarda, Rodop Dağları’nda, Seyyid Ali Sultan Ocağı’nda en temiz, en sahih haliyle yaşatılmaktadır. Ne sizin söylemlerinizle başlar, ne de sizin onayınıza ihtiyaç duyar!

Bektaşilik, sizin ve birkaç marjinalin hevesiyle sonradan icat edilmiş bir akım değil, bu milletin, bu coğrafyanın imanla yoğrulmuş gerçeğidir. Yüzlerce yıllık köklü bir inancın, sahici bir yaşam biçiminin adıdır.

Siz ne derseniz deyin, ne yaparsanız yapın; bu topraklarda yüzyıllardır yeşeren birlik, beraberlik ve inanç ruhu, bugün de bizlere güç veriyor. Ve bilin ki, bu ruh; siz istemeseniz de, çarpıtmaya çalışsanız da, gelecek nesillere en temiz ve sahih şekliyle aktarılmaya devam edecektir!

“BİRLİĞİMİZ GÜCÜMÜZDÜR, DİRLİĞİMİZ GELECEĞİMİZDİR”

Batı Trakya Türk Azınlığı olarak bizler; dilimizi, dinimizi, geleneklerimizi yaşatırken, en çok da birlik ve beraberliğimize sahip çıkarak varlığımızı sürdürüyoruz. Çünkü biliyoruz ki; birliğimiz gücümüzdür. Dirliğimiz geleceğimizdir. Bu dayanışma ruhunu Seçek’te görmek, yaşatmak ve genç nesillere aktarmak hepimizin ortak görevidir. Farklı düşüncelerimiz olabilir. Ama söz konusu Batı Trakya Türkü’nün haklı davası olduğunda tek yürek olmayı başaran bir toplumuz biz. Bugün burada atalarımızdan devraldığımız bu kıymetli mirasa sahip çıkmak, yarınlara daha güçlü bir şekilde taşımak için bir aradayız. Rabbim birliğimizi, beraberliğimizi daim eylesin..” diye konuştu.

BTTADK BAŞKANI VE İSEKEÇE MÜFTÜSÜ MUSTAFA TRAMPA

“HEPİMİZ HACI BEKTAŞ VELİYİZ”

Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu (BTTADK) Başkanı ve İskeçe Müftüsü Mustafa Trampa, tüm katılımcıları selamlayarak başladığı konuşmasında bu yıl da tarihi Seçek şenliklerine bir yenisinin daha eklendiğini, Batı Trakya Türk azınlığı olarak bunun onurunu ve gururunu yaşadıklarını ifade etti.

Trampa konuşmasında, “Seyyid Ali Sultan ve kırk erenler deyince, geriye gittiğimizde Orta Asya’dan Ahmet Yesevi hazretlerinin almış olduğu ruhla Anadolu’ya göç etmiş Hacı Bektaşi Veli hazretleri, Yunus Emreler, Tapduk Emreler, Konevi hazretleri, Kayseri hazretleri ve Anadolu’nun değişik coğrafyasında yaşayan erenler ve o ruhla buralara kadara gelip ve bunu hem pratikte hem teoride göstererek Batı Trakya Müslüman Türk toplumu için de çok önemli ve örnek teşkil eden bir durumdur. Bugün günümüzde buna vesile olan başta Seçek Eğitim ve Kültür Derneği ve bu bölgede bunu manevi anlamda gönül huzuruyla yerine getiren dedelerimize da ayrıca teşekkürü bir borç biliriz.” görüşlerine yer verdi.

Müftü Trampa sözlerine şöyle devam etti:

“Hacı Bektaş-ı Veli malumunuz 13. Yüzyıl’da yaşamış, 1270’te vefat etmiş, hayatında 8 önemli eser bırakmış çok önemli bir insan, çok önemli bir geleneği temsil eden büyük bir zat. En önemli eseri Makalat. Bunu bilirsiniz. Makalat’ta dört kapıdan ve kırk makamdan bahseder. Dördüncü kapı, hakikat kapısıdır, der. Her kapının on tane makamı vardır. Hakikat kapısında şunu söyler: İnsan birinci makam. İnsan toprak gibi olmalı, diyor. Yani insan mütevazi olmalı, Kimseyi hor görmemeli. Yine orada aynı şekilde 72 millete iyilik nazarıyla yaklaşmak, kimseyi ayırmadan, kimseye farklı gözle bakmadan, aynı şekilde insanlara muamelede bulunmak diyor.

Yine orada 8. makamda diyor ki: Öyle bir varlık olmalısın ki, karşındaki bütün varlıkların senin elinden ve dilinden güvende ve salim olma yolunda yaklaşmalısın. Yani Peygamber efendimizin hadisini de zikrediyor orada. Mümin diyor, senin elinden ve dilinden kendisinin güvenilir olduğu kimse olmalısın, diyor. Ve son noktada diyor ki, kırk makamı saydıktan sonra: Bu kırk makamdan bir makam ihlal edildiği zaman kişinin hakikate ermesi mümkün değil, diyor.

Şimdi bütün bunları niye anlattım. Şundan dolayı anlatıyorum: Hacı Bektaş-ı Veli, 13. yüzyılda Anadolu irfanının ruhunu yaşayan, Anadolu’da yaşatan ve Balkanlara geçiren en önemli temsilcilerinden biridir.

Hacı Bektaş-ı Veli İslâm demek;

Hacı Bektaş-ı Veli Türklük demek;

Hacı Bektaş-ı Veli Batı Trakya Türkü demek;

Hacı Bektaş-ı Veli Balkalar demek, Avrupa demek;

Hacı Bektaş-ı Veli Mütevazilik demek, adalet demek.

Burada bu ruhu bugüne kadar yaşatan bu sevgili kardeşlerimiz, hepimiz Hacı Bektaş-ı Veli’yiz. Hepimiz bu mayayla Anadolu’da yoğrulmuş, hatta Orta Asya’dan bugüne kadar gelip, bu mayayla yoğrulmuş İslâm’ın ferdiyiz, Peygamber efendimizin temsilcisiyiz, Hz. Ali’nin temsilcileriyiz ve bu güne kadar Anadolu’da bize yol gösteren Sadrettin-i Koneviler, İbn-i Arabiler, Mevlânalar, Hacı Bektaş-ı Veliler ve bugün burada Seyyid Ali Sultanlar ve onların canları ve erleri, burada yaşattıkları bu felsefeyle bize burada çok ciddi, bu toplumumuza, Batı Trakya Müslüman Türk Toplumuna çok ciddi anlamda örnek olmuşlardır.

Ben, son olarak şuna bir iki kelam etme istiyorum. Cuma günü yapılan basın açıklamasında ki bence çok tarihiydi, metni okumayan arkadaşlar varsa, her cümlesini, her satırını çok dikkatlice okusunlar.

Orada iki şey söylüyor. Diyor ki: Bektaşilik bizim tasavvufi irfan geleneğinin gönül bağıyla bağlandığımız bir ekoldür, bir felsefedir. Siz böyle bir geleneği çıkaracağınız yasalarla, onu siyasileştirerek, ona maddi kılıf giydirerek, insanları nazari anlamda, yasalarla bölmeye kalksanız bile, o insanların içindeki 7,8 asırdır, 10 asırdır gelen o gönül bağı, o gönül felsefesini tasavvufi irfan geleneğini, siz bunu söküp atamazsınız. Onun için bu hataya düşmüş kardeşlerimiz olabilir. Onlara bir an önce bu hatalarından dönmelerini ve azınlığı çoğunlu neredeyse orada yer almalarını ve onlarla birlikte hareket etmelerini ben burada çağrı yapıyorum, tavsiyede bulunuyorum.

İkinci bir dikkatimi çekti. Baba Mondi’nin kim olduğuna dair son dönemdeki fotoğraflarına bakın, diyor açıklamada. Baktım, siz de bakın. Google girin, yazın.

Bu gelenek, Hacı Bektaş-ı Veli’nin, Bektaşiliğin yoğrulduğu topraklar Anadolu toprakları. Merkez orası. İşin manevi yönü, işin metafiziksel yönü, biraz önce saydığım bu insanlar işin metafiziki boyutuyla ilgileniyorlardı. Zaten bunlar gönülden gönüle sirayet etmesinin de sebebi bu. Onun için her ne kadar birileri Tiran’da, ora burda kuracakları yapay yapılarla; siz sabah kalktınız, biz bunu böyle yapmak istiyoruz, demekle; burada 10 asırdır devam eden, hatta Hz. Ali’den devam eden böyle bir irfani geleneği siz insanların gönlünden bunu söküp atamazsınız. İnşallah bu hatadan da dönülecektir. Ama bu hatada ısrar edenleri hiç bir zaman azınlık kabul etmeyecek, hiç bir zaman Batı Trakya Müslüman Türk toplumu Meriç’ten Karasu’ya kadar kimse bunları tasvip etmeyecek ve bunların yanında yer almayacak.

Bu duygu ve düşüncelerle, özellikle Perşembe günü Yunan Meclisinde bu yasaya karşı fikir beyan eden iki milletvekilimize; Rodop milletvekilimiz Özgür Ferhat’a ve İskeçe milletvekilimiz Hüseyin Zeybek’e de buradan teşekkürlerimi sunuyorum. Rabbim bütün kardeşlerimizi her daima birlik ve beraberlik içerisinde ve burada yapılan her bir hizmetin, yaşatılan her bir geleneğin nesilden nesile aktarılmasında çok önemli bir vesile olduğunuzu da unutmayalım. Hep beraber, gönül birliğiyle bütün hepimizin bir araya gelmek suretiyle; yarın yada ertesi gün neler yapılması gerekiyorsa, bu toplumun bereketi için, bu toplumun huzuru için, her daima hep birlikte hareket edeceğimizi burada ben batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu Başkanı olarak ifade ediyorum. Bu duygu ve düşüncelerle sizleri saygı, hürmet ve muhabbetle selamlıyorum. Sağ olun var olun.”

RODOP MİLLETVEKİLİ ÖZGÜR FERHAT

“AZINLIK BİRDİR, TEKTİR, İRİDİR, DİRİDİR VE KİMSENİN BUNU BÖLMEYE GÜCÜ YETMEYECEKTİR”

Rodop Milletvekili Özgür Ferhat konuşmasına, “Bu güzel etkinlikte bizi 1300 yıllara geri götüren ve bu etkinlikte sizlerle birlikte aranızda bulunmaktan gurur, şeref ve mutluluk duyuyorum.” diyerek başladı.

“Burada yapılan ve ortaya konulan çaba; bu topluluk, bu birlik ve beraberlik herkese bir mesajdır.” Diyen Ferhat konuşmasına şöyle devam etti:

“Azınlık birdir, tektir, iridir, diridir ve kimsenin bunu bölmeye gücü yetmeyecektir. Bizimle alicengiz oyunları oynamaya çalışanlar, siyasi ve toplumsal cevapları alacaktır. Bu neticede yangından mal kaçırırcasına azınlıkla diyaloğa girmeden, sizlerle görüşmeden, sizlerle konuşmadan, sizin icazetinizi almadan ve meclisin kapanmasına son gün kala maddelerle azınlığı bölmeye parçalamaya çalışan bir yasa tasarısında söz aldık. Azındığı korumak, azınlığı kollamak, yürek ister. Azınlığı kollamak ve korumak için burada bulunan hepiniz gibi, bir aslanın yüreğine vakıf olmak gerekir. Bu neticede söyleyeceğimiz tek bir şey var: Biz azınlık olarak diyalog istiyoruz, biz azınlık olarak 50 yıldan beri kronikleşmiş kurumsal sorunlarımıza çözüm istiyoruz. Biz azınlık olarak hür ifadelerle dinimizi, dilimizi, kültürümüzü ve ırkımızı beyan edebilmeyi istiyoruz. Eğer bunu kabul etmeyen bir demokrasi varsa, o zaman daha çok çalışıp bu demokrasiyi daha da iyileştirmemiz gerekiyor. Ben size bugün yürekten dile, dilden gönüllere, giden bir konuşma yapmak istedim. Toplumsal olarak Meriç‘ten İskeçe‘ye ve Trakya’nın kalbi Rodop ilinde düşünmemiz gereken tek bir şey var. Birliğimizi, beraberliğimizi hiç bir neden için bozmamamız gerekiyor ve bunu sağlayabilmemiz için içinizde yahut da etrafımızda dolanan bizleri köreltmeye, bizim önümüze taş koymaya çalışanlara azınlık birlik ve beraberlik içinde dur diyecektir. Dur dediğinden ibaret onlar da kendi köşelerine çekilmek zorunda kalacaklardır. Siyasi temsiliyet açısından biz Atina’da tüm azınlığımızın ve tüm bölge halkının, burada en iyi temsiliyetini korumaya çalışıyoruz. Neticede verdiğimiz sözlerde devam edip en iyi şekilde, burasını Rodop ilini, Meriç ilini, İskeçe‘yi Atina’da mecliste savunmaya devam edeceğiz. Siyasi dengeler değiştiğinde bir sonraki hükümet geldiğinde, inanın ki diyalog da açık olacak, azınlık insanı da daha hür günlere yol alacaktır. Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.”

TÜRKİYE’NİN GÜMÜLCİNE BAŞKONSOLOSU AYKUT ÜNAL

“SİZLER DE GEÇMİŞİNİZİ, KÖKÜNÜZÜ UNUTMUYOR, ATALARIMIZIN BIRAKTIĞI BU KÜLTÜRÜ YAŞATIYOR, ONU GELECEK NESİLLERE BİR EMANET OLARAK TAŞIYORSUNUZ.

Türkiye’nin Gümülcine başkonsolosu Aykut Ünal, Seçek şenliklerinin yüzyıllar öncesine giden bir tarihi olduğunu belirterek sözlerine, Sizlere anavatandan büyüklerimizin selamını getirdim. Asırlardır devam eden ve mirasımızın eşsiz bir parçası olan bu geleneksel etkinlikte sizlerle bir arada olmanın mutluluğunu ve gururunu yaşıyoruz. Gelenek yalnızca geçmişten bize kalan bir hatıra değildir. Gelenek, geçmişle bugün arasında kurduğumuz bir köprüdür. Bizi biz yapan manevi damardır. Bu damarı koruduğumuzda yarınlarımız da köklü ve güçlü olur. “Geçmişini bilmeyen, geleceğini kuramaz” sözü işte tam da burada anlamını buluyor. Siz de geçmişinizi, kökünüzü unutmuyor, atalarımızın bıraktığı bu kültürü yaşatıyor, onu gelecek nesillere bir emanet olarak taşıyorsunuz.” diyerek başladı.

Başkonsolos Ünal konuşmasının devamında şu görüşlere yer verdi:

“Bugün izleyeceğimiz yağlı güreşler sadece spor müsabakası değildir. Yiğitliğin, efendiliğin, centilmenliğin vücut bulduğu; bileğin hakkıyla, alın teriyle kazanılan bir er meydanıdır. Burada rekabet vardır ama kin yoktur; mücadele vardır ama düşmanlık yoktur.

Seçek Yağlı Güreşleri ve Kültürel Etkinliklerine evsahipliği yapan bu meydan, “eline, beline, diline sahip ol” öğüdünün yaşandığı yerdir. El mertçe uzatılır, bel doğrulukla durur, dil ise sadece güzel söz söyler. Çünkü bu er meydanında kazanan da kaybeden de kardeştir.

Bu öğüt, Anadolu’nun ve Balkanlar’da toplulukların benimsediği değerler bütünüdür.

Bu etkinliğin düzenlenmesinde emeği geçen derneğimizi, katılımla sahip çıkan tüm soydaşlarımızı muhabbetle selamlıyorum. Sizin siz olmanız için, birlik ve beraberliğinizin daim olması için her zaman ve her koşulda yanınızda ve aranızda olduğumuzu bu vesileyle vurguluyorum.”

KÜLTÜREL ETKİNLİKLER VE GÜREŞ MÜSABAKALARI

Etkinlikler kapsamında İskeçe Türk Birliği Halk Oyunları Ekibi ile Gümülcine Türk Gençler Birliği Halk Oyunları Ekibi sahne aldı. İTB Müzik Grubu ise bir konser verdi. Kültürel programların ardından geleneksel yağlı güreş müsabakaları gerçekleştirildi.

Yapılan kültürel etkinliklerden sonra yağlı güreş müsabakalarına geçildi.

BAŞPEHLİVAN MEHMET HALİL COŞKUN OLDU

Üç farklı ülkeden güreşçilerin er meydanına çıktığı güreşlerde SEÇEK 2025 Başpehlivanı Türkiye’den Mehmet Halil Coşkun oldu.

Tüm kategorilerde dereceye giren güreşçiler şöyle:

TOZKOPARAN

1- İrfan Ali

2- Süleyman İlker

3- Hasan Kuru

DESTE

1- Ahmet Kuru

2- Ensar Kasap

3- Umut Mehmet Ali

BAŞALTI

1- Oktay Hasan

2- Zorgas Monogadze

3- Davin Monogadze

3 – Mustafa Mustafa

BAŞPEHLİVANLIK

1- Mehmet Halil Coşkun

2- Ayhan Çelik

3- İlias Papadopulos

3 – Ayhan Çelik

Seçek 2025 Başpehlivanı Mehmet Halil Coşkun’a altın kemer takıldı. Dereceye giren diğer güreşçilere madalya ve kupaları Seçek derneği yöneticileri ve diğer yetkililer tarafından verildi.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu