Milletvekili Zeybek, Türk azınlığın sorunlarını meclis kürsüsünden dile getirdi

İskeçe Yeni Sol Partisi Milletvekili Hüseyin Zeybek, meclis konuşmasında, Yunanistan’daki kamu üniversitelerine yönelik yasa tasarısı ve Batı Trakya Türk azınlığının sorunlarını dile getirdi.
Derneklerle ilgili olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının uygulanmasının artık kaçınılmaz olduğunu söyleyen Zeybek, İskeçe Azınlık Ortaokulu – Lisesinin bina sorunuyla ilgili olarak, “Baskılarımız sonucu bakanlık, 19. yüzyıldan kalma bir tarihi yapının sözde yenilenmesi için 37.000 Euro’luk bir bütçe açıkladı. Oysa bu bina artık eğitim amaçlı kullanılamayacak durumda. Tek çözüm yeni bir okul binası yapılmasıdır.” görüşlerine yer verdi.
H. Zeybek: “Hükümet, özel kolejlerin müşteri ihtiyacını karşılamak için kamu üniversitelerine saldırıyor”
İskeçe Milletvekili Hüseyin Zeybek, Meclis konuşmasında Yunanistan’daki kamu üniversitelerine yönelik yasa tasarısını hem de Batı Trakya Azınlığı’nın kronikleşmiş sorunlarını gündeme getirerek çözüm talep etti.
Milletvekili’nin konuşmasından öne çıkan başlıklar:
• Önceki gün parlamenter sistem adına kara bir günyaşadık. Yeni Demokrasi Partisi, Anayasa’yı, kurumları ve Meclis’i hiçe sayarak, milletvekillerinisusturmak ve OPEKEPE skandalıyla ilgili ÖnSoruşturma Komisyonu’nda kendi vekillerinin“evet” oyu kullanmasını engellemek amacıyla, meclisteki süreci itibarsızlaştırdı.
• Bugün gündeme getirilen ve 150’den fazla maddedenoluşan “süpürge yasa tasarısı” ile hükümet, eğitimsistemine otoriter yöntemlerle müdahale ediyor vekendi skandallarının unutulmasını sağlamayaçalışıyor.
• Daha önce “Asgari Giriş Puanı” uygulamasıyla30.000 öğrenciyi üniversite dışında bırakarak özelkolejlerin müşteri kazanmasına zemin hazırladınız. Şimdi ise öğrenci kimliğini kriminalize etmeyeçalışıyorsunuz.
• Tasarının 65’ten 85’e kadar olan maddeleriyle, üniversitelerde öğrencilere, öğretim üyelerine veteknik personele yönelik bir gözetim ve susturma rejimi kuruluyor. Bu, akademik özgürlüğün tamamen yok edilmesidir.
• Alevi-Bektaşi vatandaşlarımızla ilgili olarak, sol partileri tarih boyunca Alevilerin ve Bektaşilerin yanında durmuş, eşitlik ve saygı temelinde mücadelelerini desteklemiştir.
• Şu anda neden bir özel hukuk tüzel kişiliğine sahip yeni bir dini yapının kurulmasının zorunlu görüldüğünü anlamıyorum. Alevi-Bektaşi yurttaşlarımız, Lozan Antlaşması’nda açıkça güvence altına alınan azınlık hakları kapsamında zaten bu haklara sahiptir.
• 1400’lerden bu yana süregelen tarihi olan bu yapı, manevi olarak Türkiye’deki Hacı Bektaş Dergâhı’nabağlıdır. Bu bağlamda soruyorum: Şimdi nedenböyle bir dini tüzel kişilik kuruluyor? Daha öncekiuygulama neydi ve şimdi ne değişecek? Bu adımıneden şimdi atıyorsunuz?
• Hükümetin, Batı Trakya’daki azınlığın diğer kronikleşmiş sorunlarına da aynı duyarlılığı göstermesini istiyoruz. Örneğin vakıf mallarını yöneten idare heyetleri meselesi: Şu anda İskeçe, Gümülcine ve Dimetoka olmak üzere üç yönetim kurulu bulunmaktadır. Ancak şimdi Dimetoka’yı da bölüyorsunuz.
• 1967 cunta döneminden kalan bir yasayı hâlâ uygulamaya devam ediyorsunuz. Bu yasa, seçimlerikaldırıp yerine atama sistemini getirmişti ve açıkçaantidemokratiktir. Aynı uygulamayı şimdi Alevi-Bektaşilere de getiriyorsunuz: Yeni vakıflar kuruyorsunuz ama yönetimleri seçimle değil, üçyıllığına atama ile belirliyorsunuz.
• Din Öğreticileri (İerodidaskali), azınlık tarafından kabul görmemiştir ve başarısız bir uygulamadır. Alevi-Bektaşilere uygulanmasının da bir mantığı yoktur. Bu sistem sadece partililerinizi işe yerleştirmek amacıyla kullanılmaktadır.
• Azınlık şeffaflık, liyakat ve demokratik süreçler talep ederken; siz hâlâ 1967 öncesi döneme dönüş talebini görmezden geliyorsunuz.
• Müftü seçimi konusunda ise hiç bir ilerleme kaydedilmemiştir. Hâlâ devletin atadığı müftüyü tanıyorsunuz; oysa azınlık kendi dini liderini seçiyor. Bu ikili yapı sonsuza dek sürdürülemez.
• Derneklerle ilgili olarak ise Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının uygulanması artık kaçınılmazdır.
• Azınlık eğitimi konusu da ciddi sorunlar barındırmaya devam ediyor. Defalarca dile getirdiğim İskeçe Azınlık Ortaokul ve Lisesi’nin bina sorunu hâlâ çözülmedi.
• Bu konuda yönelttiğim son yazılı soruya cevaben, eski Eğitim Bakan Yardımcısı Zetta Makri tarafından benzeri görülmemiş bir kişisel saldırıyauğradım. Sorunun ciddiyeti küçümsendi. Oysa hem ben hem de Okul Encümen Heyeti olarak tüm ilgili mercilere başvurduk. Kaçamak cevapları Kabul etmeyeceğiz.
• Baskılarımız sonucu bakanlık, 19. yüzyıldan kalma bir tarihi yapının sözde yenilenmesi için 37.000 Euro’luk bir bütçe açıkladı. Oysa bu bina artık eğitim amaçlı kullanılamayacak durumda. Tek çözüm yeni bir okul binası yapılmasıdır.
• Gerçek çözüm yerine, gelen ekipler okulun kilitlerini değiştirerek, Okul Encümen Heyeti’nin varlığındanrahatsızlık duyduklarını gösterdi. Oysa azınlıkokullarının yönetimi seçimle belirlenen EncümenHeyetleri tarafından yapılır. Bu demokratik birsistemdir.
• Okulların genel yönetimi Eğitim Bakanlığı’na ait olsada, Bakanlık Encümen Heyetlerini dışlama hakkınasahip değildir. Okul alanlarında yalnızca iktidar yanlısı belediye başkanlarının etkinliklerine izin verilirken, Encümen Heyetlerinin faaliyetleri yasaklanıyor. Bu kabul edilemez.
• Sayın Bakan Yardımcısı, sizi Encümen Heyetlerinin yetkilerini yeniden gözden geçirmeye, ayrımcı muameleye son vermeye ve demokrasi, eşitlik vehukuk devleti ilkelerine saygı göstermeye davet ediyorum.