Gümülcine Başkonsolosluğu’ndaki ‘Türk Mutfağı Haftası’ etkinliğine gençler yoğun ilgi gösterdi

Türkiye’nin Gümülcine Başkonsolosluğu’nun organizatörlüğünde, ‘Türk Mutfağı Haftası’ çerçevesinde bir etkinlik düzenlendi.
Bugün (23 Mayıs Cuma) Gümülcine Başkonsolosluğu bahçesinde düzenlenen etkinliğe Genç Akademisyenler Topluluğu, GTGB Yeni Nesil Kolu, İTB Gençlik Kolu, DEB Gençlik Kolu yöneticileri, İskeçe Azınlık Ortaokulu – Lisesi öğrencileri, Gümülcine Celal Bayar Azınlık Ortaokulu – Lisesi öğrencileri ve Mucize Tiyatrosu temsilcileri katıldı. Gümülcine Seçilmiş Müftüsü İbrahim Şerif, Dostluk Eşitlik Barış (DEB) Partisi Başkanı Çiğdem Asafoğlu, Batı Trakya Türk Öğretmenler Birliği Başkanı Aydın Ahmet, Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği Başkanı Hüseyin Baltacı, Gümülcine Türk Gençler Birliği Başkanı Sedat Hasan, İpsala Gençlik ve Spor Müdürü Ersin Kanar, Türk azınlık kurum ve kuruluş temsilcileri ile konsolosluk çalışanları da etkinlikte yer aldı.
Etkinlik kapsamında, misafirlere Türk mutfağına özgün hazırlanan lezzetler ikram edildi. Ana yemek menüde, Et Döner, Pilav, Fırında Patates yer aldı. Bunun yanında Mercimek Köftesi, Yapram Sarması, Kuru Patlıcan ve Biber Dolması ikram edilirken, tatllı olarak ise Sütlaç ve İncir Uyutması lezzetleri sunuldu.
Türkiye’nin Gümülcine Başkonsolosu Aykut Ünal, geleneksel Türk mutfağını tanıttığı açılış konuşmasında sözlerine, ilk olarak gençlere yıl sonu sınav döneminde başarı dileklerinde bulunarak, ‘Türk Mutfağı Haftası etkinliğimize hepiniz hoş geldiniz” diyerek başladı.
Gümülcine Başkonsolosu Aykut Ünal konuşmasının devamında şunları kaydetti:
“Cumhurbaşkanlığımızın liderliğinde başlatılan Türk Mutfağı Haftası etkinliğimize hoş geldiniz. Geçtiğimiz hafta Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği Genç Akademisyenler Topluluğu gençleri toplamıştı. Biz de bu hafta hem Türk Mutfağı Haftası hem de 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı vesilesiyle bugünün özel davetlileri gençlerle birlikteyiz. Yemekler hazır, ama biraz daha beklemek yemeği daha lezzetli kılacak.
Bugün sizlere bir aşk hikâyesinden bahsedeceğim. Bu öyle sıradan bir aşk değil. Bu, bir insanla onun midesi arasındaki destansı bir bağın hikayesi: Türk mutfağı.
Türk mutfağı öyle bir şeydir ki… Daha kahvaltıda başlar sizi yoldan çıkarmaya. Mükellef değilse kahvaltı, kahvaltı değildir.
Öğle yemeğine geliyoruz. Biz “Ne yesek?” sorusunu sorduğumuzda cevabımız genelde “Her şey olur”dur. Çünkü seçim çok zordur. Köfte mi? Sulu yemek mi? Salata mı? Lahmacun mu, yoksa tantuni mi? Ve her seferinde annemizden bir cümle gelir: “Evde yemek var!”
Tatlıya geçelim…
Türk mutfağında tatlı demek, hafif bir şey yemek demek değildir. Şeker komasına gönüllü, bilinçli giriş demektir. Hiçbirimiz “bir tatlı yiyelim, kalkarız” cümlesini yedikten sonra sofradan kalkmadık. Aksine bir tatlı yedik, üstüne çay-kahve içtik, sonra meyve geldi, sonra biraz daha oturduk, sonra tekrar acıktık.
Bizim mutfağımızda tarif yoktur, “göz kararı” vardır.Çünkü bizim kültürümüzde ölçü değil, niyet önemlidir.
Biraz bugünün başrol oyuncusu dönerden bahsedeyim. Döner, sabit bir ateşin yanında sürekli dönerken pişer. Biz insanlar da hayatta aynısını yapmıyor muyuz? Tecrübelerimizle, mücadelemizle pişiyoruz. Aynı ateşin etrafında dönüp duruyoruz. Döner her dönüşünde biraz daha pişer, biraz daha lezzetli hale gelir. Hayat da öyle değil mi? Her aldığımız darbeyle biraz daha pişiyoruz.
Peki, dönerin en güzel hali nedir? Ekmek arası mı, dürüm mü, yoksa tabakta mı? Kişiye göre değişir. Ekmek arası döner, “ben hızlıyım, pratik çözüm isterim, acelem var” diyenlerin seçimidir. Şehir insanıdır o. Sürekli bir yere koştururken tüketiriz. Dürüm ise daha kararlıdır. Her şeyi içine sarar. Duygularını da dürer. Ama tabakta döner? İşte o, felsefe yapar. “Ben burada sabitim” der. “Siz dönün etrafımda.” Der. Yanına da pilavı alır. Hayatla barışık, ama azıcık da elit bir tercihtir. Her dönerin bir sonu vardır. Bir tabak biter. Ama içimizde bıraktığı nefes, bir süre daha bizimle kalır. Tıpkı hayatta yaşadığımız anlar gibi… Gider ama izi kalır.
Bugünün arkasında büyük bir emek var. Erhan Bey ve ekibi, İpsala’dan geldiler. İpsala’dan Gençlik ve Spor Müdürümüz Ersin Kanar da iki gündür bizimle birlikte. Bugün aramızda olamayan Edirne Valimiz Yunus Sezer ve Edirne Vali Yardımcımız ve İpsala Kaymakamımız Ömer Sevgili’nin selamlarını iletiyorum ve kendilerine teşekkür ediyorum.
Sizlerin de tanıdığı Ayşe Hanım, Bahar Hanım, Murat Bey. Onlar da iki gündür mutfaktalar, her faaliyetimizde olduğu gibi imzalarını attılar. Ersin ve Emrah Beyler de günlerdir koşturuyor. Bu düzenin alınmasında canla başla çalıştılar.
Ve orkestra şefimize gelelim. Hanımefendi, gönlümün de efendisi İlayda. Bugün onun sayesinde oldu.
Başta gençler olmak üzere Batı Trakya Türk Azınlığı’nın diğer mensuplarına bugün bizlerle olduğu için teşekkür ediyoruz. Afiyet olsun.”























